Fikri mülkiyet hakları, iki gruba ayrılır: Fikri ve sanatsal eserler (telif hakları) ve sınai mülkiyet hakları (marka, patent, tasarımlar). Fikri Mülkiyet Hakları, bir eser, buluş, tasarım veya marka üzerinde sahip olunabilecek tüm maddi ve manevi hakları ifade eder. Telif hakları, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde korunan eser sahibinin haklarıdır. Fikri ve sanatsal eserler üzerindeki haklar, eserin yaratılmasıyla birlikte doğar; marka, patent ve tasarımlar için gereken tescil işlemi ise telif haklarının doğması için gerekli değildir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 27. maddesi ile korunan eser sahibinin telif hakları, korunması gereken bir insan hakkıdır. Ülkemizde eser sahibinin telif hakları, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile korunmaktadır. Bu kanun, 1 Ocak 1952 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Marka, bir ticari ürünü tanıtmak ve benzer ürünlerden ayırt etmek amacıyla kullanılan semboller, harfler ve görüntülerden oluşur. Marka, ayırt edici işaret olarak işletmenin bütününü temsil eder. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve yabancı ülke vatandaşları uluslararası anlaşmalar uyarınca marka tescili için başvuruda bulunabilir.
Patent, bir buluşun izinsiz üretilmesini, kullanılmasını veya satılmasını engelleyen tekel haklarıdır. Patent Belgesi, bu hakkın kullanımının mucide ait olduğunu gösterir.
Tasarım, ürünün tamamının veya bir kısmının görünümüdür. Tasarımcı, korumaya tabi tasarımı tasarlayan kişiyi ifade eder.
Bir marka, tasarım, patent veya telif hakkının hak sahibinin izni olmaksızın üretilmesi, satılması veya satışa sunulması gibi yasadışı kullanımı, genellikle fikri mülkiyet hakkı ihlali veya fikri mülkiyet hırsızlığı olarak tanımlanmaktadır.
Fikri mülkiyet haklarının korunması için gerekli ulusal ve uluslararası yasal düzenlemelerin varlığına rağmen, bugün OECD'ye göre, dünya çapında sahte, kaçak ve taklit ürün ticareti 500 milyar doların üzerindedir. Türkiye'de sahte, taklit ve kaçak ürün ticaretinin 20 milyar doların üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Ancak bu tahminler, fikri mülkiyet hakları konusunda yeterli farkındalık çalışmalarının olmaması nedeniyle gerçeğin çok altındadır.
İlaç, gıda ve içecek, giyim, alkollü içecekler, otomotiv ve komponent sistemleri gibi birçok alanda sahte, taklit ve kaçak ürünlerin yaygın üretimi ve satışı, sağlık ve istihdam alanlarında telafisi imkânsız zararlara yol açmaktadır.
Hukuki açıdan bakıldığında, bir ürünün haksız kullanımı nedeniyle fikri mülkiyet hakkının ihlal edilmesi halinde, hak sahibinin bu tür haksız kullanımları takip etmesi ve yetkili mahkemelerde dava açarak mevcut veya potansiyel ihlalleri önlemesi mümkündür. Marka ihlali durumunda marka sahibi hukuki yollara başvurabilir. İhlalin tespit edilmesinden sonra, marka ihlaline ilişkin cezai hükümler uygulanır ve kişilere 1-3 yıl hapis ve 20.000 güne kadar adli para cezası verilebilir.
Sahte ürün, hak sahibinin tescilli markasını taşıyan ve dolayısıyla Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri uyarınca güvence altına alınan hakkı ihlal eden bir üründür. Taklit, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre, ürünün hak sahibi tarafından izni olmaksızın kopyalanan ürünleri ifade eder.
Taklit, sahte ve kaçak ürünlerin neden olduğu zararlar, başta üreticiler, tüketiciler, çalışanlar ve ülke ekonomileri olmak üzere birçok birey ve kuruluşu olumsuz etkilemektedir. Örneğin, sahte ürün ticareti nedeniyle ciddi ekonomik kayıplar yaşayan üreticiler, gerekli istihdamı sağlayamaz ve Ar-Ge faaliyetlerini durdurma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Ayrıca, taklit veya sahte ürünler nedeniyle tüketiciler sağlık sorunları yaşayabilir ve itibar kaybına uğrayabilirler.
G20 ülkelerinde, yılda 3000'den fazla kişi taklit veya sahte tüketici ürünleri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Birçok tüketici, bu ürünlerin yasal olduğunu düşünerek aldatılmakta ve sağlığını tehlikeye atmaktadır.
İstihdam üzerindeki olumsuz etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır. Sahte ve taklit ürünler, hak sahiplerinin satış hacimlerini azaltarak istihdamı etkileyebilir. Ayrıca, yenilik ve büyüme üzerinde de olumsuz etkiler yaratmaktadır.
Sahte, taklit ve kaçak ürün ticareti, hem bireyler hem de toplum için ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Bu nedenle, fikri mülkiyet haklarına saygı göstermek ve bu tür ürünlerle mücadele etmek büyük önem taşımaktadır.